Obezitede diyet tedavisinin çeşitli amaçları vardır. Bunlar;
- Vücut ağırlığını arzulanan düzeye indirmek: Arzulanan düzey ideal ağırlık veya idealin üzerinde bir ağırlık olabilir. Örneğin; 120 kg ağırlığındaki bir kişinin ideal ağırlığı 70 kg ise bu kişiyi ideal ağırlığa değil de 80 – 90 kg’a indirmek ilk hedef olabilir.
- Besin öğesi gereksinimlerini yeterli ve dengeli olarak karşılamak,
- Yanlış beslenme alışkanlıkları yerine doğru beslenme alışkanlıkları kazandırmak,
- Vücut ağırlığı arzulanan düzeye geldiğinde tekrar kilo alımını engellemek ve sürekli bu düzeyde tutmaktadır.
Obezite tedavisinde ağırlık kaybetme ne kadar önemliyse kaybedilen ağırlığın korunması da o kadar önemlidir. Obez kişiler kilo kaybettikten sonra ağırlıklarını koruyucu programa alınmalıdır. Koruma programında amaç, uzun dönemde ağırlık kazanımını önlemek veya minimum olmasını sağlamaktır. Ağırlık kazanımı en az 2 yıl için en çok 3 kg olmalıdır. Ancak kaybedilen kiloların korunmasının zor olduğu bilinmektedir.
Ağırlık Kaybeden Kişi Neden Tekrar Kilo Alır?
Eğer kişi kilo kaybı tedavisi sırasında elde ettiği olumlu alışkanlık değişikliklerini bırakırsa, fiziksel aktivitesi artırarak kilo verdiyse ve tedavi sonrası bu aktiviteleri terk ederse, çok düşük enerjili diyet yaparak kilo verdiyse ve tedavi sonrası aldığı enerjiyi artırırsa, tedavi sonrası kilo koruma programına alınmazsa tekrar kilo alır.
Kilo kaybı tedavisi sonucu elde edilen kilo kayıplarının korunmasındaki başarısızlıktan biyolojik ve psikolojik faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sorumlu olabilir. Kilo kaybı adaptif termojenez ve adipoz doku lipoprotein lipaz üretiminin artması gibi fizyolojik mekanizmaları tetikler. Eğer kişi azalmış enerji alımı ve/veya artmış enerji harcamasına yönelik hayat tarzını benimsemezse kilo kaybının korunması zorlaşır.
Kişiler Ne Zaman Kilo Koruma Programına Alınmalıdır?
- Eğer kişiyi ideal vücut ağırlığına getirmek için yaklaşık %10 ve daha az ağırlık kaybı gerekiyorsa ideal vücut ağırlığına gelindiğinde kilo programı uygulanabilir.
- Eğer kişiyi ideal vücut ağırlığına getirmek için yaklaşık %10’dan daha fazla ağırlık kaybı gerekiyorsa %10’luk ağırlık kaybı oluştuktan sonra kilo koruma programı uygulanabilir. Bu %10’luk ağırlık kayıpları bile obezitenin oluşturacağı sağlık sorunlarını önlemede yararlı olabilir. Eğer her obez için ideal kiloya inmek hedeflenirse kişi tedavi bitmeden zayıflama programını terk edebilir.
Genellikle düşük enerjili diyetler ile ilk 6 ayda %5’lik ağırlık kayıpları oluşur. Eğer diyet tedavisine davranış tedavisi ve fiziksel aktivite de eklenirse bu kayıplar %10’a kadar çıkar. Kilo korumaya alınma zamanı ile ilgili bir başka görüş de, ideal ağırlığa inmek için %10’dan daha fazla ağırlık kaybetmeleri gereken kişilerin mümkün olduğunca maksimum ağırlık kaybı oluştuktan sonra kilo koruma programına alınmalarıdır. Obez kişiler kilo kaybı tedavisinde ne kadar uzun süre kalırlarsa o kadar uzun süre kilo kaybı için gerekli davranışlara bağlı kalırlar.
Yapılan bir çalışmada kilo kaybı tedavisinin 20. ve 40. haftası arasında, yani uzamış tedavi durumunda, kilo kayıplarının ortalama %35 daha fazla olduğu, 40. hafta sonunda terapistlerle ilişki kesildiğinde geri kilo alımlarının olduğu gösterilmiştir. Sonuç olarak, obez kişilerin uzun dönem tedavi sırasındaki yoğun katılımı sonunda fazla öğrenmenin oluştuğu, kaybedilen kiloların kendi kendine başarılı bir şekilde kontrolünün ve korunmasının sağlandığı görülmüştür. Buna benzer sonuçların olduğu çalışmalar vardır.
Ağırlığı Koruyucu Diyetler Nasıl Olmalıdır?
- Kilo kaybı için enerjisi sınırlı diyetler başarılı olurken kilo korumada ise miktarı sınırlandırılmadan (ad-libitum) verilen düşük yağlı diyetler daha başarılı olmaktadır. Yapılan çalışmada düşük enerjili diyetle ortalama 13,6 kg kaybeden kişiler rastgele iki gruba ayrılmışlardır. Birinci grup düşük yağlı ad-libitum bir diyet alırken, ikinci grup düşük enerjili karışık bir diyet almışlardır. Bir yılsonunda, her iki grupta da ağırlık kazanımı çok az olmuştur. Ancak, 2 yıl sonunda, düşük yağlı ad-libitum diyet alan grupta ağırlık kazanımı ortalama 5,4 kg olurken düşük enerjili karışık diyet alan grupta ise ağırlık kazanımı ortalama 11,3 kg olmuştur.
- Kilo kaybını sağlarken enerji sınırlaması fazla olmayan (en az bazal metabolizma düzeyinde) diyetlerle kişiler uzun zamanda zayıflatılmalıdır. Bu şekilde zayıflayan kişiler daha sonraki yaşantılarında daha çok yiyerek ve daha uzun süre kilolarını koruyabilirler. Aksi takdirde, alınan enerjinin azlığı oranında bazal metabolizma hızı da azalır.
Ağırlık kaybı sırasında oluşan bazal metabolizma hızındaki azalma için açıklanan 2 etken vardır. Bunlar; vücut kitle kaybından olduğu tahmin edilen enerji gereksinmesinde bir azalma ve yağ oksidasyonu için kapasitenin azalmasıdır.
Kilo Korumada Başarı Nasıl Anlaşılır?
Başarılı bir kilo korumada gerekli yöntemlerin daha iyi anlaşılması içi, kilo verme ve korumada başarılı olmuş kişilerin incelemek gerekir. Bu kişiler incelendiğinde kilo verme ve korumada; düzenli fiziksel aktivitenin, kendi kendini izlemin ve diyete uymada sorunlarla baş etme becerilerinin önemli olduğu belirlenmiştir.
Yapılan bir çalışmada, Ulusal Kilo Kayıtları’nda seçilebilir olan (seçilebilirlik kriterleri: >18 yaş, >13,6 kg ağırlık kaybı, >1 yıl kilo koruma) ortalama 30 kg kaybetmiş ve 5 yıl içinde en az 13,6 kg’lık kilo kaybını korumuş 629 kadın ve 155 erkek, toplam 784 kişi çalışmaya katılmıştır. Bu kişilere kilo verme yöntemleri sorulduğunda, %55’i profesyonel bir yardımla, %45’i ise kendi başlarına kilo verdiklerini söylemişlerdir. Ayrıca, bu kişilerin %89’unun diyetle beraber fiziksel aktivite de yaparak kilo verdikleri belirlenmiştir. Bu kişilere kilo verirken yaptıkları diyet sorulduğunda; %87,6’sı belirli besinlerin tip ve sınıflarını, %44,2’si besinlerin miktarlarını, %33,1’i yağdan gelen enerjiyi sınırlandırdıklarını, %43,7’si ise enerji hesapladıklarını söylemişlerdir. Kişilere kilo koruma yöntemleri sorulduğunda; ortalama günlük 1400 kalori tükettiklerini, enerjinin yağdan gelen oranının ortalama %24 olduğunu, fiziksel aktivite ile harcanan enerjinin ortalama günlük 400 kalori olduğunu söylemişlerdir. Kişilerin %48’i bisiklete binme, %25,6’sı aerobik egzersiz, %11,5’i tread-mill (koşu bandı) üzerinde koşma veya yürüme, %2,8’i ise sırt çantasıyla uzun yürüyüş gibi aktivitelerle enerji harcadıklarını söylemişlerdir. Ayrıca, kilo koruma için yaptıkları diyet sorulduğunda, kişilerin %92’si belirli besinlerin alınımını, %49,2’si besinlerin miktarlarını, %38,1’i ise enerjinin yağdan gelen oranını azalttıklarını söylemişlerdir. Sonuç olarak, diyet ve egzersizle verilen kiloların yine aynı yöntemlerle uzun süre korunabileceği belirlenmiştir.
Kilo Korumada Beslenme Önerileri
Özetle; kilo verme sürecindeki listenizi koruma programı aşamasına geldiğinizde ufak ufak artırmalar yaparak devam ettirebilirsiniz. Bir dönem kilo verme süreciniz devam edecektir. Ne zaman ki vücut ağırlığınız sabit kalır, o süreçteki beslenme tarzınızı yaşam biçimi haline getirmeye çalışırsınız. Ama biraz eksik, ama biraz fazla. Bir öğün / gün biraz fazla kaşarsa diğer öğün / gün kompanse etmek adına daha düşük beslenmek şeklinde bir yol izleyebilirsiniz. İlave olarak haftada 3 – 5 gün 30 – 45 dakika arasında egzersiz yapmaya devam ediniz.
Yağ alımını azaltmak adına kızartma işlemlerinden kaçınmak, ekmeğin üzerine yağ sürmemek, ekmeği zeytinyağına bandırmamak, etlerin görünen yağlarını, tavuk ve hindinin derisini ayırmak, süt ürünlerinin yarım yağlı hatta yağsız olanlarını tercih etmek, yemeklerin yağlı sularına ekmek bandırmamak gibi yaşam tarzı değişiklikleri hayata geçirilmelidir.